Kusursuz cinayet yoktur. Suçlular her ne kadar temiz çalıştıklarını düşünseler de elbet biraçıkları vardır. Peki bu bulunması zor deliller nasıl bulunuyor? İşte tam burada dedektifler işegiriyor. Yoksa kimya, matematik, fizik gibi terimleri mi kullanmalıyım?
Yaralar konuşur onların dilinden adli tıp anlar.Yaraların yerleri, büyüklüğü, genişliği, boyu, derinliği, rengi, açısı hep bir şeyler anlatır. Yaranın kenarından, içinden örnekler alınarakkimyacılara ve fizikçilere inceletilir. Bu sayede yaraların ne ile, ne zaman, nasıl olduğu, saldırgan sayısı, yaraların cinayet mi, intihar mı, kaza mı olduğu tespit edilir .Hatta cinayet silahı bile tespit edilebilir…
Olay mahalli incelenirken vücuttaki kandan etraftaki toprağınüzerindeki yaprağa kadar hatta kurbanın ve yanındakilerin kıyafetleri de dahil delil olabilecekher şeye el konulur ve uzmanlara incelenmek üzere gönderilir. Çünkü toprağın yapısı ki olağan üstü bir kanıttır, kıyafetteki kan lekesi, parmak izi gibi deliller çok kıymetlidir.
Giysilerdeki kan lekesinin önemi saldırganın kurbana olan uzaklığını, yakınlığını, ne gibi birsilah kullandığını anlamamızı sağlar. Eğer kan lekeleri sanki bir kağıda sulu boya lekesigelmiş gibi görünüyorsa saldırgan olay sırasında kurbana uzaktadır demektir. Ama diğerinegöre daha büyük ise muhtemelen saldırgan yakındaymış ve kurbanın giydiği kıyafetler güzelbir delil olabilir demektir. Çevrede bulunan ayakkabı izi, ayakkabının yerde bıraktığı derinliğive ayakkabı çeşitliliği sayesinde saldırgan sayısı ve cinsiyeti hakkında tahminler yapılır. Ortamdaki eşyalar veya araba gibi şüpheli şeyler incelenirken mor ötesi ışık veya bazıkimyasal maddeler kullanılır. Bu kimyasallar sayesinde bazen silinmiş kan lekelerini bile görmek mümkündür.
Deliller şaşmaz, deliller yalan söylemez. Herhangi biri “ ben yaptım ,bu yaptı ” dese de deliller bu sözlerden daha değerlidir. Kriminalciler inceler ayak izleri konuşur, parmak izleri, kan lekeleri, saç telleri konuşur. Aslında genel bir bakış açısıyla baktığımızdacinayetleri matematiğin çözdüğünü söyleyebiliriz.
Çünkü cinayet soruşturmasının başındansonunda kadar matematiği her alanda kullanabiliriz. Yaraların derinliği, büyüklüğü, açısı, uzunluğu, eni, boyu, kan lekelerinin şekli, sıçrama açısı, olay mahallindeki alan, cinayetsilahını bulma, ayakkabı numarası, izi, derinliği, kurbanın boyu, kilosu, suçlunun boyu, kilosu, olasılık, veri analizi ve benzeri şeylerde hep matematiği kullanıyoruz.
Şimdiye kadar matematik hayatımızda ne işe yarayacak diyenler vardır eminim. Dedektiflersuç mahallindeki bir kan lekesini bulup hemen gizemi çözüyorlar. Bunu nasıl yaptıklarınagelirsek eğer tabii ki de matematikteki formülleri ,dizilimleri ve geometriyi kullanıyorlar. Dedektifin olayı çözmesi için olay sırasında mağdurun, saldırganın nerede nasıl durduklarınıdaha sonra nasıl hareket ettiklerini bulması gerekiyor. Yani olayın nasıl gerçekleştiğinibulması gerekiyor. Araştırmacılar bunun için kan lekelerini kullanıyorlar. Genellikle kanyaranın içinden dikey konumda damlamaz. Cinayet aletinden ya da yaradan çıkar. Bu durum kan damlalarının elips şeklinde olan bir açıyla yere düşmesini sağlar. Damlanın biçimihareket yönünü gösterir. Dedektifler damlanın yere düşen açısını incelemeye çalışır adı da darbe açısıdır.
Suç mahallinde birden fazla kan lekesi bulunma olasılığı da çokfazladır. Bu durumda kanın nereden sıçradığını bulmak için yine matematik kullanılır. Temeltrigonometri kullanılır. Örneğin üç dört kan lekesi olsaydı kan damlalarının geçtiği yatayyönleri gösteren çizgiler çizilebilir. Aynı kişiden geldiğini farz edersek bu çizgiler ortak birnoktada buluşacaktır. Her üç nokta için dikey bir mesafeyi hesaplayabiliriz.
Bu formülle tüm damlacıkların nereden geldiğini buluruz.
Kaynakça:
http://www.kanald.com.tr/kanit/bolum
コメント