Georg Friedrich Bernhard Riemann şu an Almanya sınırları içerisinde bulunan, Hanover Krallığının Breselenz kasabasında 17 Eylül 1826 tarihinde dünyaya gelmiştir. Bir din adamı olan babası Friedrich Bernhard Riemann ve annesi Charlotte Ebell’in altı çocuğundan ikincisi olan Bernhard’ın 1 erkek kardeşi 4 kız kardeşi vardır. (Bernhard Riemann)
Eğitim hayatında parlak bir öğrenci olarak görülen Riemann matematiğe olan ilgisiyle dikkat çekmektedir. Lisedeyken okulun müdürü onun bu ilgisinden ötürü kütüphanelerindeki matematik kitaplarından çalışmasına izin verir. Hatta ödünç verdiği Adrien-Marie Legendre’nin 900 sayfalık Sayılar Kuramı kitabını Riemann sadece 6 günde bitirip teslim eder. Üstelik kitabı beğenmekle kalmayıp Legendre’nin öne sürdüğü bir formülü geliştirerek en parlak çalışmalarından biri haline getirecektir. Legendre’nin öne sürdüğü formül verilen bir sayıdan küçük asal sayıları yaklaşık olarak hesaplamayı amaçlar. Bernhard bu formül üzerinde çalışırken asal sayıların sıklığı ve doğal sayılar içindeki dağılımını inceler. İşte “Riemann Zeta Fonksiyonu” adı verilen bu seri bu şekilde ortaya çıkar.
(Legendre'nin Sayılar Kuramı kitabı)
Asal sayıların sıklığının bu fonksiyona bağlı olduğunu savunan Riemann matematik dünyasında çok konuşulacak bir hipoteze imza atmıştır. Günümüzde hala çözülememiş olan bu hipotezin çözümünü olur da bulursanız 1 milyon dolar ödül hesabınıza eklenecektir.
Üniversite hayatına atılan Riemann babasının isteği üzerin ilahiyat fakültesine girmiştir. Ancak kendisinin ilgi ve alakası tabii ki matematik yönündedir. Babasının da onayını alması üzerine bu isteğini gerçekleştirir.
Üniversitede Moritz Stern ve Gauss’dan ders alıyor olması kulağa her ne kadar etkileyici gelse de dönemin Göttingen Üniversitesi matematik eğitimi için yetersiz görülmektedir. Başlangıç seviyesinde anlatılan dersler Riemann’ı pek tatmin etmez.
(Göttingen Üniversitesi)
Durum böyle olunca yaklaşık bir yıl sonra Berlin Üniversitesine geçer.
Berlin Üniversitesinde gelecek hayatında çok büyük yer edecek olan “kompleks değişkenler” üzerine çalışmalarda bulunmuştur. 1849 yılında doktora tezini tamamlamak için kariyerinin devamını geçireceği Göttingen Üniversitesine döner. Buradaki doktora hocası Gauss’tan başkası değildir. 1851 yılında doktora tezini teslim eder. Tezinin konusu kompleks değişkenler üzerinedir. Özellikle günümüzde “Riemann Yüzeyleri” olarak adlandırdığımız konuya yoğunlaşılmıştır.
(Gauss)
Riemann’nın tezi o ana kadar yazılmış olanlardan en orijinal ve en çok beğenilen doktora tezlerinden biri olarak adını tarihe yazdırır. Dönemin en iyi matematikçisi sayılan Gauss bu tezi “yaratıcı” “canlı “ ve“ parlak” bir matematik zekasının sonucu olarak tanımlamış, bir doktora tezi için aradığı koşulları fazlasıyla geçtiğini belirtmiştir.
Bernhard Riemann doktorasını tamamlamış olmasına rağman hala üniversitede ücretsiz araştırmacı olarak çalışmaktadır. Öğrencilere özel ders vermekten başka bir vasfı olmadığını düşünür. Bunu değiştirmek isteyecek ve yine boş durmayacaktır. Pek çok Avrupa ülkesinde, bir doktora tezi, bir üniversitede profesörlük elde etmek için tek başına yeterli değildir. İşte bu Habilitasyon adı verilen bir kavramın ortaya çıkışına neden olmuştur. Habilitasyon, bir konuyu üniversite düzeyinde, bağımsız olarak öğretmek için gerekli olan doktora sonrası bir yeterliliktir. Sürecin en can alıcı kısmı ise çalışmalarını bitirdiği zaman jüri önünde ders vermektir. Her ne kadar serimizin ileriki yazılarında bahsedeceğimiz bir takım talihsiz olaylar gerçekleşse de Riemann’ın anlatacağı ders tarihin en efsanevi matematik olaylarından biri olarak hep hatırlanacaktır. Bernhard Riemann artık bir öğretim üyesidir. Vereceği ilk ders için oldukça heyecanlı olan Riemann’ın ilk dersine 8 kişinin katılımını onu oldukça onare etmiştir.
(Riemann'ın en sadık öğrencilerinden Richard Dedekind)
1859 yılın Dirichlet’in vefatının ardından Göttingen Üniversitesi’nin yeni matematik bölümü başkanı Riemann olur. Birkaç gün sonra Berlin Bilim Akademisine seçilir.
Bernhard Riemann 1862 yılının haziranında kız kardeşinin bir arkadaşı olan Elise Koch ile evlenir. Aynı yıl Ida isminde bir kızları olur. Evlendikleri yılın sonbaharında Riemann ilerde tüberkülüse iyi bir sağlık dönüşecek bir soğuk algınlığına yakalanmıştır. Hastalığıyla daha iyi yüzleşmek için ılık iklime sahip İtalya’ya gider. Hayatının son günlerini geçirmek için Selasca adındaki bir köyü tercih etmiştir. (Dirichlet)
Bernhard Riemann 20 Temmuz 1866’da henüz daha 39’undayken hayata gözlerini yumar. Genç beyinlere anlatılacak dersler, ortaya çıkarılacak teoriler, henüz daha 3 yaşındayken babasız kalan kızıyla geçireceği günler… Bunların hepsini ardında bırakmıştır Riemann. Tamamladığı işler ise matematik dünyasında unutulamayacak katkıların arasında yerini almıştı. Birçok kişiye ilham kaynağı olan efsane matematikçi Bernard Riemann daima hatırlanacak, çalışmaları yıllar boyu kullanılmaya devam edilecektir.
(Bernhard ve eşi Elise Koch)
Comentarios