İsmini Abel Ödülleri’nden bildiğimiz Niels Henrik Abel, 1802 yılında Norveç’te dünyaya geldi. Norveç şuan bize yaşamak için çok iyi bir yer gibi gelse de o dönemde şartlar bu şekilde değildi tabi. İklimin sebep olduğu kıtlıklarla mücadele ediyordu insanlar. Bir yanda savaşlar da vardı. Abel, durumları kötü olduğu için 13 yaşına kadar evde babasından eğitim aldı. 1815 yılında katedral okuluna gitti ancak şanssızlığı onun peşini bırakmadı. Okuldaki matematik öğretmeninden şiddet gördü. Bu muameleye yalnızca o maruz kalmadı. Aslında eğitim sistemi bu şekildeydi. Matematik öğretmeni bir öğrencinin ölümüne sebep oldu ve okuldan atıldı. Onun yerine gelen Bernt Holmboë onun yeteneğini fark etti ve birlikte üniversite düzeyinde çalışmalar yaptılar. Buradaki eğitimi sayesinde neredeyse ülkedeki herkesten daha bilgili bir durumdaydı ve artık eve dönme zamanı geldi. 1821’ de eve dönen Abel, oldukça kötü bir durumla karşılaştı. Babası ölmüştü ve arkasında borçları da kalmıştı. Annesi alkolik olmuş, abisi ise depresyondaydı. Ailesini toparlarken Bernt Holmboë ‘nin maddi, manevi yardımıyla Christiania Üniversitesi’nde eğitimine devam etti. Okuldayken kendi fikirleri üzerinde çalışmaya başladı özellikle “ x5 + bx4 + cx3 + dx2 + ex + f = 0” şeklindeki 5.dereceden denklemlerle ilgili çalıştı. 1821’de denklemin çözümünü bulduğunu düşünerek o zamanın seçkin matematikçileri arasında bulunan Ferdinand Degen’e çalışmasını gönderdi. Çalışmasında hatalar bulundurmasına rağmen dikkatini çekmeyi başardı ve Ferdinand Degen da onun destekçisi olmaya başladı.
(Abel’in çalışmaları)
Üniversitede matematik dersi yoktu ve kendi kendine çalışmalarını ilerletiyordu. Christiania Üniversitesi’nden matematikçi Christopher Hansteen ve Soren Rasmussen onun yurtdışında daha iyi yerlere geleceğini düşündükleri için Norveç Hükümeti’ nden burs istediler. Ekonomik sıkıntılardan dolayı az bir burs alsa da Abel, ilk olarak Berlin’e gitti. Orada Agust Crelle ile tanıştı ve Crelle onun çalışmalarını çok beğendi. Crelle’nin çıkarmaya başladığı ve 19.yüzyılın en önemli Alman matematik dergisi olan Crelle Journal dergisinde 6 makalesini yayımladı.
(Crelle Journal)
Ardından çalışmalarını daha ünlü matematikçilerle paylaşmak amacıyla Paris’e gitti. Fransız Bilimler Akademisi’ne bir çalışmasını gönderdi onlar bakması için çalışmayı bir hocaya devretti. Ancak kendi ünüyle meşgul olan matematikçi çalışmayı muhtemelen okumadı ya da kaybetti. O dönem matematiğin başkenti olan Paris’te ne yazık ki Abel’in çalışmaları arada kaynayıp gitti ve hiç dikkate alınmadı. Abel, bu nedenlerle üzülmüştü ve kendini oldukça yalnız hissetti. Üstelik Paris’te verem hastalığına yakalandı. Hastalığına rağmen Berlin’de eliptik fonksiyonlarla ilgili olan çalışmasına devam etti. (Fransız Bilimler Akademisi)
Ardından 1827 yılında ülkesine geri döndü. Kendisini istediği gibi Avrupa’daki matematik topluluklarına kabul ettiremeyen Abel, 6 Nisan 1829 yılında 26 yaşında iken veremden öldü.
Milli Eğitim Bakanı onu Berlin’e davet etmiş ve Berlin Üniversitesi’nde çalışabileceğini Crelle’ e söylemişti. Crelle, Abel’e bu iyi haberi bir mektupla vermek istemişti. Ancak Abel, bu mektubu okuyamadan, haberi daha alamadan vefat etmişti.
Ölümünden 1 yıl sonra Fransız Bilimler Akademisi Abel’in yıllar önce gönderdiği ama arada kaynayıp giden çalışmasını buldu ve onu ödüle layık gördü. Maalesef Abel buna da şahit olamadı.
Aslında bakıldığında matematiğe çok katkısı olmuştur 26 yıllık kısa ve zorluklarla geçen ömründe, 70-80 yıl yaşayan matematikçilerin çoğundan daha fazla çalışması olduğu görülmektedir. Yalnızca matematik değil diğer bilim dallarında da çalışmalar yapmıştır. Döneminde değeri yeterince bilinmese de sonradan oldukça ünlendi. Matematik alanında verilmeyen Nobel Ödülü’nün yerini doldurmak amacıyla 2003 yılından itibaren Abel Ödül’ü verilmeye başladı.
1819 yılında matematik öğretmeni Holmboe onun için “… eğer yaşarsa büyük matematikçilerden biri olacak.” demişti. Sanki erken ölümünü önceden biliyormuş gibi konuşması Abel’in hayatındaki trajik-komik durumlardan biri. Uzun yaşamamasına rağmen yine de büyük matematikçilerden olmayı başardı.
KAYNAKÇA:
Bilim ve Teknik; Mart 2010: 26 Yaşında Hayata Veda Eden Deha Niels Henrik Abel; Sayfa: 104-106
Comentários